TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay "İşten Çıkarma Yasağı" adıyla Gündeme Getirilen Kanun Taslağı Hakkında Açıklama Yaptı.
ATALAY: "KAMUOYUNA YANSIYAN KANUN TASLAĞI EKSİK VE YETERSİZDİR"
"Konfederasyon kayıtlarımıza henüz girmeyen ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bilgilendiğimiz kanun taslağı ile işten çıkartmalar yasaklanmaktadır. Ancak işverene ücretsiz izin yetkisi öngörülmektedir. Bu kabul edilemez niteliktedir. Nakdi ücret desteği de işçilerin geçim şartlarını karşılamaktan uzaktır.”
Kamuoyuna yansıyan taslağın 4 ve 5'inci Maddelerinin doğrudan işçiyi ilgilendirdiğine dikkat çeken Atalay, şunları söyledi:
"Taslak üç ay süreyle işçi çıkartma yasağı getirmektedir. Ancak İş Kanunu'nun 25. Maddesinin 2. fıkrasında yer alan 'işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı' nedeniyle yapılacak fesihler kapsam dışında tutulmuştur. Bu üç aylık sürede işveren işçiye ücretsiz izin kullandırabilecektir. Cumhurbaşkanı gerekli görürse fesih yasağı süresini altı aya kadar uzatabilecektir.
Ayrıca yapılacak yeni düzenleme çerçevesinde ücretsiz izne ayrılan işçilere ve 15 Mart 2020 tarihinden sonra işten çıkarılmış olup işsizlik ödeneğinden istifade edemeyen işçilere, fesih yasağı süresince, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan her gün için 39,24 lira nakdi ücret desteği verilecektir. Bu madde kapsamında verilecek nakdi ücret desteğinden yararlanma süresini altı aya kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir."
- "İş Kanunu'nun 25/2 Maddesi de işletilmemelidir."
Atalay, işçiler için getirilen söz konusu iki madde itibarıyla taslağı olumlu bulduklarını, ancak "Geçici İstihdam Güvencesi" başlıklı geçici maddeyle getirilmek istenen düzenlemenin işçiyi korumaya yeterli olmadığını ifade etti.
Atalay, "Koronavirüs koşulları bitene kadar işveren hangi gerekçe ile olursa olsun işçiyi işten çıkarmamalıdır. Bu süreçte İş Kanunu'nun 25/2 Maddesi de işletilmemelidir. Haklı nedenle işten çıkarma maddesi uygulanırsa işçi mevcut şartlarda dava açamayacağı gibi İşsizlik Sigortası hükümlerinden de yararlanamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
- Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalanan işçiye "ikramiye" desteği talebi
Kanun değişikliğinin amacının iş sözleşmelerinin fesih edilmesi olmadığını, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan olabildiğince çok işçinin yararlanmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Atalay, "Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalanabilenler bu düzenlemelerin dışında bırakılmalıdır. Amaç, şartları nedeniyle gelirsiz ve mevzuatın sağladığı korumanın dışında kalan işçilere (lokanta, berber ve benzeri yerlerde çalışanlar) ödeme yapılmasının sağlanmasıdır. Vasıflı çalışanların istihdamının sürdürülmesi için, Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalanan işçiye ikramiye, prim ödemek isteyen işverene kolaylıklar sağlanmalıdır." dedi.
- "Taslakta öngörülen günlük nakdi ücret desteği yetersiz"
Atalay sözlerine şu şekilde devam etti: "Ücretsiz izne çıkarılarak nakdi ücret desteği sağlanacak işçilerin her türlü zorunlu fatura ve kredi borçları faizsiz olarak üç ay süre ile ertelenmelidir. Taslakta öngörülen günlük 39,24 lira (aylık 1,177,20 lira) nakdi ücret desteği son derece yetersizdir. Asgari ücretin günlük brüt tutarının yüzde 40'ına tekabül etmektedir. SGK'ye bildirilen son üç aylık prime esas kazanç ortalamasının en az yüzde 40'ı olarak belirlenmesi isabetli olacaktır.
İşçilerin medeni durumu ve sahip oldukları çocuk sayısı esas alınarak da bir tutar tespit edilebilir. Mevcut şartlarda kısa çalışma ödeneği ödemeleri en az asgari ücretin yüzde 60'ı, en fazla asgari ücretin yüzde 150'si oranındadır. Bundan daha düşük bir ödeme yapılarak işçinin aleyhine bir uygulamaya dönüşmesine izin verilmemelidir."